SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HUMUS

<< 1303 >>

DEVAM: 19. RESULULLAH'IN KALPLERİNİ İSLAM'A ISINDIRMAK İSTEDİĞİ KİMSELERE VE BAŞKALARINA GANİMETİN BEŞTE BİRLİK KISMINDAN VE BAŞKA MALLARDAN VERMESİ

 

حدثنا عثمان بن أبي شيبة: حدثنا جرير، عن منصور، عن أبي وائل، عن عبد الله رضي الله عنه قال:

 لما كان يوم حنين، آثر النبي صلى الله عليه وسلم أناسا في القسمة، فأعطى الأقرع بن حابس مائة من الإبل، وأعطى عيينة مثل ذلك، وأعطى أناسا من أشراف العرب، فآثرهم يومئذ في القسمة، قال رجل: والله إن هذه القسمة ما عدل فيها، وما أريد بها وجه الله. فقلت: والله لأخبرن النبي صلى الله عليه وسلم، فأتيته فأخبرته، فقال: (فمن يعدل إذا لم يعدل الله ورسوله، رحم الله موسى، قد أوذي بأكثر من هذا فصبر).

 

[-3150-] Abdullah İbn Mes'ud r.a.'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Huneyn savaşından sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ganimet mallarını paylaştırırken insanların bir kısmını diğerlerine tercih etmişti. Mesela; Akra' İbn Habis ile Uyeyne'ye yüzer deve vermişti. Ayrıca bu paylaştırma sırasında Araplar'ın eşrafından bir kısmını da diğer insanlara tercih etmişti. Ben birisinin bu paylaştırmadan hoşlanmayarak şöyle dediğini duydum: "Vallahi bu paylaştırma adil yapılmamıştır ve bu paylaştırma sırasında kesinlikle Allah'ın rızası gözetilmemiştir." Ben de kendi kendime: "Allah'a yemin ederim ki, bu adamın söylediklerini Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e anlatacağım" dedim ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gidip olan biteni anlattım. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunun üzerine şöyle buyurdu: "Allah ve Resulü adil olmayacaksa başka kim adil olabilir?! Allah Hz. Musa'ya rahmet eylesin, o bundan daha fazla eziyet gördüğü halde yine de sabretmişti. "

 

Tekrar: 3405, 4335, 4336, 6059, 6100, 6291, 6336.

 

AÇIKLAMA:     Ayrıntılı açıklama için bkz. Kitabü'l-meğazı, Bab, 56.

 

 

حدثنا محمود بن غيلان: حدثنا أبو أسامة: حدثنا هشام قال: أخبرني أبي، عن أسماء بنت أبي بكر رضي الله عنهما قالت: كنت أنقل النوى من أرض الزبير التي أقطعه رسول الله صلى الله عليه وسلم على رأسي، وهي مني على ثلثي فرسخ. وقال أبو ضمرة، عن هشام، عن أبيه: أن النبي صلى الله عليه وسلم أقطع الزبير أرضا من أموال بني النضير.

 

[-3151-] Esma binti Ebi Bekir r.anha'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Zübeyr'e ikta olarak verdiği arazide başımın üstünde hurma taşıyordum. Bu arazi ile evimin arası iki üç fersah idi."

 

Hişam babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Nadır oğulları Yahudilerinden alınan mallardan ikta olarak Zübeyr'e bir arazi vermişti. "

 

AÇIKLAMA:     Ayrıntılı açıklama için bkz. Kitabü'n-nikah, Bab, 107

 

 

حدثني أحمد بن المقدام: حدثنا الفضيل بن سليمان: حدثنا موسى ابن عقبة قال: أخبرني نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما: أن عمر بن الخطاب أجلى اليهود والنصارى من أرض الحجاز، وكان رسول الله صلى الله عليه وسلم لما ظهر على أهل خيبر أراد أن يخرج اليهود منها، وكانت الأرض لما ظهر عليها لليهود وللرسول وللمسلمين، فسأل اليهود رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يتركهم على أن يكفوا العمل ولهم نصف الثمر، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (نقركم على ذلك ما شئنا). فأقروا حتى أجلاهم عمر في إمارته إلى تيماء وأريحا.

 

[-3152-] Abdullah İbn Ömer r.a.'den nakledilmiştir: "Ömer İbnü'l-Hattab, Yahudileri ve Hıristiyanları Hicaz topraklarından sürüp çıkardı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hayber'i ele geçirince Yahudileri buradan çıkarmak istemişti. Hayber fethedildiğinde bu topraklar Yahudilere, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ve Müslümanlara aitti. Yahudiler Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek şöyle bir teklifte bulundular: "Biz bu topraklarda kalıp işi üstlenelim ve elde ettiğimiz ürünlerin yarısını da size verelim." Nebi  Sallallahu Aleyhi ve Sellem de bu teklifi kabul ederek şöyle dedi: "Bu toprakları teklif ettiğiniz şartla size bırakıyoruz ancak bizim dilediğimiz süre kadar kalacaksınız." Yahudilerin bu şartlarda orada kalmalarına müsaade edildi. Ancak Hz. Ömer devlet başkanlığı döneminde onları Teyma ve Erıha tarafına sürdü."

 

 

AÇIKLAMA:     Kalpleri ısındırılacak kimseler (müellefe-i kulub) hakkında ayrıntılı açıklama ileride gelecektir. Müslüman olup henüz İslam gönüllerine iyice yerleşmemiş, niyetleri zayıf kimseler ile kendilerine mal verildiği takdirde akranlarını ve emsallerini İslam'a sokacakları umulan kimseler bu kategoriye girer.

 

Yardım yapıldığı takdirde İslam'a ve Müslümanlara yarar sağlayacağı umulan kimselere de, müellefe-i kulub kategorisine girmeseler bile, ödeme yapılabilir.

 

Başlıkta ganimetten başka mallara da değinilmiştir. Bu mallar haraç, cizye ve savaşsız olarak ele geçirilen düşman malları (fey) olabilir. Kadı İsmail şöyle demiştir: "Resulullah’ın (s.a.v.) ganimetin beşte birinden kalplerinin İslam'a ısınacağını düşündüğü kimselere yardımda bulunması, beşte bir üzerindeki tasarruf yetkisinin devlet başkanına ait olduğunu ve devlet başkanının maslahata uygun gördüğü alanlara bu kalemden harcama yapabileceğini gösterir."

 

Hz. Ömerlin tek kişinin verdiği habere dayanarak cariyelerin serbest bırakılmasını emretmesi haber-i vahide dayanarak amel edilebileceğini gösterir.

 

Cübeyr İbn Mut'im'in Naklettiği Rivayetten Çıkarılan Dersler

 

1. Resulullah'ın (s.a.v.) kendisinde bulunmadığını söylediği üç özellik yerilmiştir. Bu özellikler şunlardır: Cimrilik, yalancılık ve korkaklık.

 

2. Müslümanların başında bulunan devlet başkanında / yöneticisinde bu özelliklerden birinin bile bulunması uygun değildir.

 

3. Resulullah (s.a.v.) müsamahakar, güzel ahlak sahibi, çok cömert ve bedevıIerin verdiği sıkıntılara sabırla tahammül eden yüce bir Nebidir.

 

4. Bir kimse ihtiyaç durumunda kendisindeki güzel ve iyi özellikleri anlatabilir. Cahil kimselerin, kendisinde bu iyi özelliklerin bulunmadığını düşünmelerinden endişe ederse bu yola başvurabilir. Böyle bir uygulama yerilen övünme kapsamına girmez.

 

5. Devlet başkanı ganimetleri savaşın hemen sonunda dağıtmak ile daha sonra dağıtmak arasında muhayyerdir; dilediği zaman dağıtabilir.