DEVAM: 19. RESULULLAH'IN KALPLERİNİ İSLAM'A ISINDIRMAK İSTEDİĞİ
KİMSELERE VE BAŞKALARINA GANİMETİN BEŞTE BİRLİK KISMINDAN VE BAŞKA MALLARDAN
VERMESİ
حدثنا
عثمان بن أبي
شيبة: حدثنا
جرير، عن منصور،
عن أبي وائل،
عن عبد الله
رضي الله عنه
قال:
لما
كان يوم حنين،
آثر النبي صلى
الله عليه وسلم
أناسا في
القسمة،
فأعطى الأقرع
بن حابس مائة
من الإبل،
وأعطى عيينة
مثل ذلك،
وأعطى أناسا
من أشراف
العرب،
فآثرهم يومئذ
في القسمة، قال
رجل: والله إن
هذه القسمة ما
عدل فيها، وما
أريد بها وجه
الله. فقلت:
والله لأخبرن
النبي صلى
الله عليه وسلم،
فأتيته
فأخبرته،
فقال: (فمن
يعدل إذا لم يعدل
الله ورسوله،
رحم الله
موسى، قد أوذي
بأكثر من هذا
فصبر).
[-3150-] Abdullah İbn Mes'ud r.a.'in şöyle dediği
nakledilmiştir: "Huneyn savaşından sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem ganimet mallarını paylaştırırken insanların bir kısmını diğerlerine
tercih etmişti. Mesela; Akra' İbn Habis ile Uyeyne'ye yüzer deve vermişti.
Ayrıca bu paylaştırma sırasında Araplar'ın eşrafından bir kısmını da diğer
insanlara tercih etmişti. Ben birisinin bu paylaştırmadan hoşlanmayarak şöyle
dediğini duydum: "Vallahi bu paylaştırma adil yapılmamıştır ve bu
paylaştırma sırasında kesinlikle Allah'ın rızası gözetilmemiştir." Ben de
kendi kendime: "Allah'a yemin ederim ki, bu adamın söylediklerini Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e anlatacağım" dedim ve Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in yanına gidip olan biteni anlattım. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bunun üzerine şöyle buyurdu: "Allah ve Resulü adil
olmayacaksa başka kim adil olabilir?! Allah Hz. Musa'ya rahmet eylesin, o
bundan daha fazla eziyet gördüğü halde yine de sabretmişti. "
Tekrar: 3405, 4335, 4336, 6059, 6100, 6291, 6336.
AÇIKLAMA: Ayrıntılı açıklama için bkz. Kitabü'l-meğazı,
Bab, 56.
حدثنا
محمود بن
غيلان: حدثنا
أبو أسامة:
حدثنا هشام
قال: أخبرني
أبي، عن أسماء
بنت أبي بكر رضي
الله عنهما
قالت: كنت
أنقل النوى من
أرض الزبير
التي أقطعه
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم على
رأسي، وهي مني
على ثلثي
فرسخ. وقال
أبو ضمرة، عن
هشام، عن
أبيه: أن
النبي صلى الله
عليه وسلم
أقطع الزبير
أرضا من أموال
بني النضير.
[-3151-] Esma binti Ebi Bekir r.anha'nın şöyle dediği
nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Zübeyr'e ikta
olarak verdiği arazide başımın üstünde hurma taşıyordum. Bu arazi ile evimin
arası iki üç fersah idi."
Hişam babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Nadır oğulları Yahudilerinden alınan mallardan ikta
olarak Zübeyr'e bir arazi vermişti. "
AÇIKLAMA: Ayrıntılı açıklama için bkz. Kitabü'n-nikah,
Bab, 107
حدثني
أحمد بن
المقدام:
حدثنا الفضيل
بن سليمان:
حدثنا موسى
ابن عقبة قال:
أخبرني نافع،
عن ابن عمر
رضي الله
عنهما: أن
عمر بن الخطاب
أجلى اليهود
والنصارى من
أرض الحجاز،
وكان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم لما
ظهر على أهل
خيبر أراد أن
يخرج اليهود
منها، وكانت
الأرض لما ظهر
عليها لليهود
وللرسول
وللمسلمين،
فسأل اليهود
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أن
يتركهم على أن
يكفوا العمل
ولهم نصف
الثمر، فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (نقركم
على ذلك ما شئنا).
فأقروا حتى
أجلاهم عمر في
إمارته إلى تيماء
وأريحا.
[-3152-] Abdullah İbn Ömer r.a.'den nakledilmiştir: "Ömer
İbnü'l-Hattab, Yahudileri ve Hıristiyanları Hicaz topraklarından sürüp çıkardı.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hayber'i ele geçirince Yahudileri
buradan çıkarmak istemişti. Hayber fethedildiğinde bu topraklar Yahudilere,
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ve Müslümanlara aitti. Yahudiler
Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek şöyle bir teklifte
bulundular: "Biz bu topraklarda kalıp işi üstlenelim ve elde ettiğimiz
ürünlerin yarısını da size verelim." Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem de bu teklifi kabul ederek şöyle dedi: "Bu
toprakları teklif ettiğiniz şartla size bırakıyoruz ancak bizim dilediğimiz
süre kadar kalacaksınız." Yahudilerin bu şartlarda orada kalmalarına
müsaade edildi. Ancak Hz. Ömer devlet başkanlığı döneminde onları Teyma ve
Erıha tarafına sürdü."
AÇIKLAMA: Kalpleri ısındırılacak kimseler (müellefe-i
kulub) hakkında ayrıntılı açıklama ileride gelecektir. Müslüman olup henüz
İslam gönüllerine iyice yerleşmemiş, niyetleri zayıf kimseler ile kendilerine
mal verildiği takdirde akranlarını ve emsallerini İslam'a sokacakları umulan
kimseler bu kategoriye girer.
Yardım yapıldığı takdirde İslam'a ve Müslümanlara yarar
sağlayacağı umulan kimselere de, müellefe-i kulub kategorisine girmeseler bile,
ödeme yapılabilir.
Başlıkta ganimetten başka mallara da değinilmiştir. Bu mallar
haraç, cizye ve savaşsız olarak ele geçirilen düşman malları (fey) olabilir.
Kadı İsmail şöyle demiştir: "Resulullah’ın (s.a.v.) ganimetin beşte
birinden kalplerinin İslam'a ısınacağını düşündüğü kimselere yardımda
bulunması, beşte bir üzerindeki tasarruf yetkisinin devlet başkanına ait
olduğunu ve devlet başkanının maslahata uygun gördüğü alanlara bu kalemden
harcama yapabileceğini gösterir."
Hz. Ömerlin tek kişinin verdiği habere dayanarak cariyelerin
serbest bırakılmasını emretmesi haber-i vahide dayanarak amel edilebileceğini
gösterir.
Cübeyr İbn Mut'im'in Naklettiği Rivayetten Çıkarılan Dersler
1. Resulullah'ın (s.a.v.) kendisinde bulunmadığını söylediği üç
özellik yerilmiştir. Bu özellikler şunlardır: Cimrilik, yalancılık ve
korkaklık.
2. Müslümanların başında bulunan devlet başkanında /
yöneticisinde bu özelliklerden birinin bile bulunması uygun değildir.
3. Resulullah (s.a.v.) müsamahakar, güzel ahlak sahibi, çok
cömert ve bedevıIerin verdiği sıkıntılara sabırla tahammül eden yüce bir Nebidir.
4. Bir kimse ihtiyaç durumunda kendisindeki güzel ve iyi
özellikleri anlatabilir. Cahil kimselerin, kendisinde bu iyi özelliklerin
bulunmadığını düşünmelerinden endişe ederse bu yola başvurabilir. Böyle bir
uygulama yerilen övünme kapsamına girmez.
5. Devlet başkanı ganimetleri savaşın hemen sonunda dağıtmak ile
daha sonra dağıtmak arasında muhayyerdir; dilediği zaman dağıtabilir.